15 Mart 2008 Cumartesi

Şikayet



Bizler akıl – duygu - beden üçlüsünün çok ötesinde, kendimiz tarafından fark edilmeyi bekleyen inanılmaz yaratıcılarız.

Şikayet, şikayet ve şikayet. Her gün şikayet edecek bir şeyler buluruz. Malzemelerimiz önümüzdedir. Kendimizi her bir insandan tutun, hava durumuna kadar şikayet malzemeleri ile dolu bir dünyaya hapsederiz.


Hayatımızda nefes almak kadar önemli hale gelen şikayet etmenin, ne kazandırdığını hiç düşündünüz mü?

HİÇBİRŞEY!!

Tam aksine, şikayet ettiğimiz oranda, düşüncelerimiz biraz daha şikayet edecek malzeme arıyor. Zira akıl mekanizmasının çalışma şekli, düşünce – duygu - bedensel deneyim üçgeni içindedir.

Her şikayet, negatif bir duygu üretiyor, her negatif duygu, bedensel olarak deneyimleniyor, her deneyim, yeni bir negatif düşünce üretmemize neden oluyor.

Şikayetlerimizle kendimizi düşünce – duygu - bedensel üçgenine hapsediyoruz.

Bu üçgende oluşturduğumuz şikayet zincirimizle, biz yaşamı değil, yaşam bizi yaşar hale geliyor.

Kendinizi takdir edin, yaptıklarınızı, başardıklarınızı düşünün. En kötü durumu, deneyim olarak görmeyi deneyin. Zira o deneyimlerdir bizi bugünlere getiren.


Olaylara şikayet yerine yeni fırsatlar olarak bakmaya başladığımızda, hayatımızda şikayet zinciri değil, fırsatlar zinciri oluşturmaya başlarız.

Bize zarar verip hayatımızı zorlaştırmaktan başka hiç bir işe yaramayan şikayet zincirini kırdığımızda, her şeyi olduğu gibi kabul ederiz.

Alıntı : Kendimi tanımak istiyorum

Hiç yorum yok: